Doğal Uydumuz Ay’ı Dövenler Yakalandı

Bugünlerde TV haberlerindeki diyaloğa benzedi, kusura bakmayın. Çok öncelerden bu yana amatör astronomlar Ay’ı gözlerken ışık yandığını veya duman tüttüğünü görmüşlerdir. Bunlar göz yanılması olabilir mi diye düşünebilirsiniz ama gözlenen olay çok sayıda, bir diğer neden de amatör astronomlar bilimsel çalışır. Bu nedenle onların gördüklerinden eminiz.

NELIOTA projesinde Ay’a çarpan göktaşlarının saptandığı konumları görüyorsunuz.

Avrupa Uzay Ajansı ESA, NELIOTA (NEO Lunar Impacts and Optical TrAnsients)adlı bir projeyi çok önceleri başlatmıştı. NEO (Near Earth Objects) yani dünyamıza yakın geçen cisimler demektir. Proje adının geriside Ay’a Çarpanlar ve optik geçici olaylar demektir. Yani ESA, NEOLIOTA projesi ile Ay’a çarpan cisimleri saptamak istiyordu. Projeye katılan ülkelere ESA bütçe veriyor. Projede olan teleskopların çapları 50cm veya daha küçüktü.
Şubat 2017 tarihinde Yunanistan Ulusal Gözlemevi de projeye dahil oldu. İlk kez 120 cm çaplı teleskop ile gözlem yapılıyordu ve ilginç veriler elde ediliyordu. Bunun üzerine Yunanlıların bu teleskobunun Ocak 2021 yılına kadar proje içinde kalması kararlaştırıldı. Doğal olarak ESA karşılığında bir ücret ödüyordu.

Çekilen 12 kare fotoğrafı arkası arkasına görüyorsunuz. Sol üstte çekildiği anlar var. Sadece 4 karede Ay yüzeyiindeki parlama kırmızı okla gösterilmiştir. (Animasyonu görmek için tıklayınız. İnternet hızınıza bağlı olarak gif uzantılı hareketli görüntü için birkaç dakika sonra beklemeniz gerekiyor. Ama buna değecek.)

Bir göktaşı Ay’a çarptığında ortaya bir parlama çıkıyor. Bu parlamanın şiddeti Ay’dan yansıyan güneş ışığında çok daha sönük. O nedenle Ay’ın bize bakan karanlık yüzeyini gözlemek gerekiyordu. Bu nedenle ancak sondördün ile ilkdördün evre aralığında gözlem yapılıyor, ilkdördün ile sondördün arasında gözlem yapılmıyor çünkü o aralıkta Ay’ın parlak yüzeyi daha fazla.
Meydana çıkan parlama saniyenin %1’inde ortaya çıkıyor ve hemen yok oluyor. Bu nedenle çok sık fotoğraf çekebilen kamera gerekiyor. Fotoğraftaki GIF görüntüde ardışık görüntüler arasında 0.033 saniye fark var, demek ki kamera bir saniyede yaklaşık 30 kare çekiyor. Bu tür gözlemlerin yapılması teknolojinin ilerlemesine bağlı.
90 saatlik gözlem sonunda 55 çarpma gözlendi. Bu veriden hareketle bilimciler tüm Ay yüzeyinde saatte 8 çarpma meydana geldiğini ortaya koydular. NEOLIOTA projesinde fotometrik filtrelerle gözlem yaparak çarpma sonucunda çıkan parlamanın sıcaklığını da saptama olanağı olacak. Bu sıcaklığın 1300 ile 2800 C derece arasında olduğu biliniyor.
Kıssadan hisse. Nefes aldığınıza şükredin, iyi ki atmosferimiz var. Dünyamıza saatte 8’den fazla çarpma var ama bunların çoğu atmosferimizin üst katmanlarında yanıp yok oluyor, bazıları yere kadar ulaşıyor. Bunun sonucunda dünyamızın kütlesi her yıl 40 tondan fazla kütle kazanıyor. Bu konuyu daha önce yazmıştım bu kadar kütle kazanmasına karşın yine de zayıflıyor diye.
İkinci kıssadan hisse ise bu kameranın benzeri veya aynısı bizim TÜBİTAK Ulusal Gözlemevinde de var. Beyaz cüce bileşenli örten çift yıldızların ışık eğrilerini saptamak için alınmıştı. O kamerayı bir metrelik teleskoba bağlasak benzer gözlemleri yapabiliriz. Benim gibi yaşlı olmayan genç bir gökbilimci proje vererek gözlem yapabilir ve ESA’nın NELIOTA projesine girerek yeni kameraların alınmasını sağlayabilir.
Sevgilerimle…

Uzak Yıldızlardan Gelen Uzay Aracı: Oumuamua

Aklı fikri yıldızlar arasında seyahat eden uzaylılar olan kişileri çok sevindiren bir gök cismi Oumuamua. Daha da önemlisi Harvard Üniversitesinden önemli bir profesör de bu düşünceye önayak olunca yüzler doğal olarak iyice güldü. O profesörün hangi programın üyesi olduğuna bakmadan o güzel fikrini savunanlar neler düşünür bilmiyorum ama sizlere şimdi o ilginç gök cismini anlatacağım.
19 Ekim 2017 tarihinde gökyüzünü tarayan Pan-STARRS teleskobu ile keşfedildi ve daha sonraki günler gittikçe daha da sönükleşti. Keşfedildiğinde Güneş’e en yakın konumundan çoktan geçmişti. İlk yapılan çalışmalar sonunda bilim insanları ressamlarına onun bir resmini çizdirdiler, ince-uzun bir şekli vardı. Ben fotoğrafını çektiler sandım o zamanlar, makaleyi okuyunca tahmini görünüşü olduğunu öğrendim. Cisim çok sönüktü, keşfedildiğinde 19.7 kadir parlaklığındaydı. Bu değerin ne kadar sönük olduğunu sadece profesyonel gökbilimciler bilir.

Bu fotoğrafı ilk gördüğümde nasıl çektiler diye merak etmiştim, sonradan öğrendim ki ışık değişimi verilerinden gökbilimciler kurumda çalışan ressamlara ne istediklerini anlatıp yaptırıyorlar. Cisim tipik kırmızımsı asteroid görüntüsünde.
İlk çalışmalar cismin çok hızlı hareket ettiğini gösterdi, onun bulunduğu yerde bir güneş sistemi cisminin hızından 10 kattan fazlaydı. Bu durum ise onun yıldızlararası ortamdan geldiğini gösteriyordu. Işık eğrisinin değişim genliği çok büyüktü. İşte bu bulgu da onun ekseni çevresinde dönerken bize gösterdiği yüzey alanının çok büyük oranda değiştiğini göstermekteydi. Ressamlar tarafından yapılan resim bu bulgunun sonucuydu.

Oumuamua’nun ışık eğrisinin genliği umulmadık derecede büyüktü. Grafiğin sağ tarafında okuduğumuz değer neredeyse 14 kadir, ben yaşamımda bu denli bir genlik görmemiştim.
NASA’nın Spitzer uzay teleskobu cismi göremediğinden ve bir takım varsayımlar altında 440m uzunluğunda ve 100m genişliğinde olduğu bulundu. Sonuç Oumuamua çok küçük bir cisimdi ve bu nedenle hiçbir teleskopla onun görüntüsünü çekmedi. Aslında gözlenen ışık eğrisini ortaya çıkaracak düz elips şeklinde bir cisim de olabilirdi. Daha ileri gidersek bir tarafı parlak diğeri tarafı karanlık bir cisimde aynı ışık eğrisini verirdi.

Güneş sisteminin temel düzlemi olan tutulma düzlemine göre Oumuamua’nun hiperbolik yörüngesi görülmekte.
Oumuamua’nun hiperbolik yörüngesinin eğimi tutulma düzlemine hemen hemen dikti. Yörünge parametreleri ortaya çıktıktan sonra Vega yıldızına yakın bir noktadan geldiğini ortaya çıkardı gökbilimciler. Yörüngenin dış merkezlik (eccentiricity) değeri 1.20, bu güne dek gözlenen en büyük değerdi. Dışmerkezlik 1’den büyükse cisim güneşin kaçma hızından kolayca kurtulur ve yıldızlararası ortama giderdi. Küçük e harfi ile gösterilen dışmerkezlik koni kesitlerinin önemli bir parametresidir. Eğer e=0 ise çember, 0>e>1 ise elips, e=1 ise parabol, e>1 ise hiperbol olduğunu gösterir.

Oumuamua yörüngesinde hangi tarihte neredeydi bu şekilde görebilirsiniz.
İlk keşfedildiğinde kuyrukluyıldız (KY) mı yoksa asteroid mi olduğu uzun süre tartışıldı. Uluslarası Astronmi Birliğinin (IAU) bu işlerle uğraşan birimi Küçük Gezegenler Mekezi (Minor Planet Center, MPC) önce KY adı verdi (C/2017 U1). Daha sonraki gözlemler cismin çevresinde bir dağınık saç (coma) görmediği için onun asteroid olduğuna kanaat getrdiler ve asteroid adı verdiler (A/2017 U1). Sonra bulunan özelliklerinden dolayı ilk kez güneş sistemini ziyaret eden cisim olduğu anlaşıldı ve ilk kez yıldızlararası (Interstellar, I) isimlendirme yapıldı ve 1I/2017 U1 adını aldı. Hawai’de keşfedildiği için oranın lisanı ile “Haberci” anlamına gelen Oumuamua adı da özel olarak verildi.

Bir önceki şeklin Güneşe yakın bölgelerde ayrıntılı görüntüsü.
Cismin ne olduğu anlaşılmamıştı. Profesyonel astronomlar, amatörlerin fotoğraflama tekniğini kullandı. Büyük teleskoplarla KY’ın kuyruğunu görmek için üst üste çok sayıda fotoğraf çekerek, onları istiflediler, çünkü ancak bu teknik ile görülebilirdi. Fakat heyhat, cismin kuyruğu yoktu. Gelelim onun uzaylılar tarafından gönderilen uzay aracı olduğu öyküsüne.

Loeb’in ileri sürdüğü güneş yelkenlisini açan Oumuamua uzay aracının temsili gösterimi.
Harvard Üniversitesi gökbilimcilerinden Profesör Avi Loeb önce ışık değişimlerini cisimde güneş yelkenlerinin olmasına bağladı. Daha önemlisi ise Oumuamua giderken birden ivmelendi ve hızını artırdı. Loeb yelkenlerini şimdi açtı ve güneşin ışınım basıncı ile cisim hızını artırdı dedi ve makale önemli bir dergide yayınlandı. Bu olay KY’larda meydana gelir, güneşe bakan yüzeyinde çıkan gazlar KY’ların hızlanmasına neden olur. Loeb’e karşı tüm gökbilimciler birleştiler ve cismin bir KY olduğunu ileri sürdüler, onların makalesi de önemli bir dergide yayınlandı.
Profesör Loeb bilimsel tabanlı bir proğram olan “Çığır Açan Dinleme” projesinin danışmanı. Bu proje 100 milyon dolarlık bir bütçeye ve binlerce saatlik teleskop zamanına sahip. SETI projesi, Greenbank ve Parker radyo gözlemevleri bu proje altında çalışıyor. Projenin amacı dünya dışı akıllı yaşam formları bulmak ve onlara iletişime geçmek. Bu amaçla bir milyona yakın yıldızı ve 100 galaksi merkezini dinlemek istiyorlar. 2016 yılında başlayan projenin süresi 10 yıl, bakalım ne bulacaklar?

Dev gezegenler arasında bol miktarda bulunan Centaurus asteroidlerini gösteren şekil.
Oumuamua gözden kaybolduktan sonra gökbilimciler onu tüm özellikleri ile inceleyemedikleri için hemen bir uzay aracı yaparak arkasından yollamayı düşündüler. Hatta önümüzdeki beş yılda gönderebilirsek, onu yakalar kolayca inceleriz de dediler. “Çığır Açan Dinleme” projesinde olmakla eleştirilen Loeb bu kez lisans öğrencisi ile bir makale daha yayınladı. Jüpiter ve Satürn gibi dev gezegenlerin ilginç dolanan uyduları vardı. Bunların hepsinin yıldızlararası ortamdan geldiğini ileri sürdüler. Hatta bu dev gezegenler arasında dolanan Centaurus türü asteroidlerin yörünge özelliklerine bakarak onların da yine güneş sistemi dışından geldiğini ileri sürdüler.
Yani Loeb ve öğrencisi boşu boşuna Oumuamua’nun peşinden gitmeyin, bu tür gök cisimlerini incelemek istiyorsanız sistemimizde bol miktarda var dediler. Umarım bu gök cismi üzerinde yapılan çalışmaları tarafsız bir gözle anlatmışımdır.
Sevgilerimle….

2018 ARALIK AYINDA GÖKYÜZÜ

  ARALIK  AYINDA
 GÜNEŞ :

GÜNEŞ’imiz ARALIK  ayının ilk gününden itibaren   YILANCI   takımyıldızı içersinde yolalacaktır. 18  Aralık  günü  YAY  takımyıldızına geçecek olan Güneş  2019  yılına da bu takımyıldız sınırları içersinde girecektir. .

Güneş o tarihlerde hangi takımyıldız sınırları içinde ise o günler  o takımyıldızın adını alanBURÇ günleri oluyorsa, neden YILANCI takımyıldızı ve doğal olarak YILANCI Burcu!   falcıların dikkatini bile çekmez ??  Bu 18 gün içinde doğanlar ;  burcunuz  YILANCI,  peki ya özellikleriniz, karakteriniz ??  Daha yıldız falcıları yazmadılar bunları.. Şimdi ne olacak ? Ama , bilir misiniz ki, astrologlar, yıldız falcıları bunlarla ilgilenmezler, onlar sadece sizlerin hoşuna gidecek güzel sözler yazarlar, söylerler.. Bu konuda yazılacak çok şey var.. Ayrı bir yazıda ele alacağız bu konuyu…

GÜNEŞ’in ufkumuz üzerindeki doğma ve batma konumu bu ay içersinde çok değişmeyecektir. Ay boyunca,  çok yavaş değişeceğinden  hemen hemen aynı noktadan doğacak ve aynı noktadan batacaktır.  Bu ayın ilk günlerinde  Coğrafya Yönleri olarak bildiğimiz Tam Doğu  ve  Tam Batı  noktalarından güneye doğru 28 derece iken ayın son gününe kadar  bu açı çok yavaş değişecek ve  en fazla  30 derece  olacaktır.

Doğma ve batma saatleri her gözlem yerinde farklı olur. Bu zamanlara etki edenler, tarih yani Güneş’in dikaçıklığı ve gözlem yerinin enlemidir.  Ülkenin tamamında aynı saat dilimi ve ortak bir zaman-saat kullanılır.  Güneş, doğudaki bir gözlem yerinde batıdaki bir gözlem yerine göre  daha erken doğar ve batar. Bu fark, iki gözlem yeri arasındaki coğrafya boylamları farkına denk zaman farkı kadardır.

 Güneş, Aralık ayının ilk günleri Ankara’da 07:50 de doğacak,  hergeçen gün daha geç olmak üzere ayın  son günü ise 08:09  da  doğacaktır.  ( Bunun anlamı, sabah okula gidecek öğrenciler, işe gidecek olanlar karanlıkta yola çıkacaklar demektir. İleri saat uygulamasının devam etmesinin-kalıcı olmasının olumsuz bir sonucu da bu olmaktadır.)

ARALIK ayı süresince Ankara’da 12:37  ile  12:51 saatleri arasında öğlen çemberinden geçecektir.  Diğer kentlerin Ankara’ya göre boylam farklarına uygun olarak,  doğusundaki kentlerde daha erken, batıdaki kentlerde ise daha geç geçecektir.

 Örneğin ;  Ankara’nın Coğrafya Boylamı yaklaşık  32.8 derece doğu İzmir’in ise  27.1 derece doğu boylamı, buna göre aralarındaki boylam farkı  yaklaşık 5.6 derece olur.  Her bir derece Güneş’in hareketine uygun olarak 4 zaman dakikasına denk gelir. Buna göre 5.6 x 4 = 22.4 dakika eder.  Öyleyse Güneş, 1 ARALIK  günü Ankara Öğlen çemberinden saat 12:37 de geçecek ise, İzmir öğlen çemberinden yaklaşık 22.4 dakika sonra  yanı  yaklaşık 13:00  de geçecek demektir. Ankara’dan daha doğudaki iller için hesap yapılırken boylam farkına denk zaman değeri çıkartılır. Bu ayrıntıyı da unutmayalım…) 

Tam bu geçişler sırasında yani tam öğlen zamanında  ufuktan yüksekliği ARALIK  ayı süresince  ayın ilk günlerinde 28 derece iken son günlerinde 27 dereceye kadar azalacaktır.  Gün ortasında bile Güneş’in ışınlarının geliş açısının eğimi iyice azalması sonucunda  ısınmamız daha da  azalacak, kış mevsimi kendisini iyice gösterecektir.

Aralık  ayı içinde gündüz süresinin uzunlukları da   azalmasını  sürdürecektir.  Ayın ilk günü yaklaşık olarak 09 sa 33 dk olan gündüz süresi  ayın son gününde  09 sa 23 dk  olacaktir.   Gündüz Süresi   hergeçen gün kısalmasını sürdürüyor.  Hepimizin bildiği gibi gündüz süresinin kısalması  21 Aralık gününe kadar devam edecektir.  21 Aralık günü gün süresindeki değişim yön değiştirecek, azalmadan artmaya dönecektir. Bu tarih bu nedenle KIŞ GÜNDÖNÜMÜ olarak adlandırılmıştır.

 ( Burada unutulmaması gereken özellik ; Türkiye’mizin doğusu ile batısı arasındaki doğma-batma saatleri arasındaki fark yaklaşık 1 saat civarındadır, ancak  enlemler arasındaki  küçük zaman farkları dikkate alınmadığında gündüz süresi ülkemizin heryerinde yaklaşık aynı uzunlukta olur.)


Türkiye’mizin doğusundan VAN, ortasından ANKARA ve batısından da İZMİR  kentleri için ARALIK   ayının ilk, orta ve son günlerinde Güneş ile ilgili zamanlar ;  öğlen-meridyenden geçiş zamanı, yüksekliği ve YER’e  uzaklığı aşağıdaki çizelgede verilmiştir. Değerleri karşılaştırarak yukarıda metin olarak verilen bilgileri  irdelemenizi öneririm.

 ( https://www.timeanddate.com/sun/turkey/ankara?month=12&year=2018 )

 —————————————————————————————————————

21   ARALIK    2018         KIŞ  GÜNDÖNÜMÜ

Güneş, gökküresinde TUTULUM üzerindeki  yıllık görünür hareketi sırasında,  şekildeki gibi  Gök Eşleğinin 23.5 derece  kuzeyine  çıkar,  23.5 derece  güneyine iner, iki kez de eşlek cemberinden geçer…   Bir başka deyiş ile, Gökeşleğine  olan  açısal  uzaklığı   -23.5 derece  ile   + 23.5 derece arasında sürekli bir değişim gösterir.

Güneş’in Gökeşleğine olan açısal uzaklık değerinin gördüğümüz, gözlediğimiz karşılığı ise mevsimleri ilgilendiren bir durumdur.  Dünya üzerinde,  Coğrafya Enlemi,  Güneş’in Gök Eşleğine olan açısal uzaklık değerine  eşit gözlem yerlerinde  Güneş ışınları o gözlem yerine dik düşecek demektir. Güneş o tarihte, öğlen vakti o gözlem yerinin tam tepe noktasından geçecek demektir.

Ülkemizin bulunduğu kuzey-orta enlemleri için belirtirsek ; herhangi bir gözlem yerinde yapılan gözlemde Güneş’in dikaçıklık değeri arttıkça  gündüz süresi artar, gece süresi azalır,  dikaçıklık azaldıkça gündüz süresi azalır gece süresi artar.

22/23 Eylül tarihindeki  Sonbahar ILIMI’nda  gündüz ve gece süreleri eşit iken, sonrasında her geçen gün, Güneş daha güneye iner, dikaçıklığı azaldıkça  Kuzey enlemli gözlem yerlerinde gündüz süresi azalır. Güneş’in dikaçıklığının ( -23.5 derece)  en küçük olduğu (Gök Eşleğinden Güney’e doğru en uzak olduğu ) 21 Aralık günü gündüz süresi en kısa, gece süresi en uzun olur. Bu tarihten sonra, dikaçıklığı artmaya başlar ve gündüz süresindeki azalma durur ve tersine döner, artmaya başlar.  Bunun anlamı, bu tarihte  en uzun gece, en kısa gündüz  olur demektir. Bu tarihte gece ve gündüz süresindeki değişim yön değiştirmiş, dönmüştür..Bu nedenle bu tarihe  KIŞ   GÜNDÖNÜMÜ denir.

———————————————————————————————————————–

AY 

 

 AY,  ARALIK   ayı süresince elips şeklindeki yörüngesinde dolanırken yörüngesinin enberi ve enöte noktalarından geçiş tarihleri ile bu tarihlerdeki AY- YER uzaklıkları aşağıdaki gibidir.

12  ARALIK  :   AY,   Enöte  ( YER’e en  uzak )   konumunda  :   405 177 km

24  ARALIK  :   AY,   Enberi ( YER’e en yakın )   konumunda  :   361 061 km


AY’ın   EVRELERİ :

 AY, Yer etrafındaki yörüngesinde dolanırken, gökyüzünde hergün yıldızlara göre açısal olarak yaklaşık 13 derece   doğuya doğru konumunu değiştirir.

Bunun sonucu olarak aynı  gözlem yerinde hergün bir önceki güne göre yaklaşık 45-50 dakika daha geç doğar.

Yine bunun sonucu olarak, Güneş – Yer – AY üçlüsü arasındaki açı sürekli değişir ve  farklı tarihlerde YER den AY’a bakıldığında AY’ın aydınlık yarısının farklı biçimlerde görünmesi de AY’ın EVRELERİ’ni oluşturur.

Yeniay      :   07   Aralık                 İlkdördün    :   15  Aralık

Dolunay  :   22  Aralık                 Sondördün  :   29  Aralık

GEZEGENLERİN GÖZLENEBİLİRLİĞİ

Bilgi Notu :

Tutulum düzlemine yakın olan, ZODYAK Kuşağı içinde dolanan Gezegenler ve AY;  Güneş’in Doğu tarafında olması durumunda, Güneş battıktan hemen sonra Batı gökyüzünde görünürler. Güneş’in Batı tarafında olanlar ise,  Güneş sabah doğmadan önce doğarlar. Bu gökcisimleri  Güneş’e  açısal olarak ne kadar uzak olurlarsa o denli  fazla süre gözlenebilirler.  

 MERKÜR ;   

 Aralık   ayının ilk günlerinde  Güneş’in yaklaşık 08 derece batısında ve  TERAZİ  takımyıldızı sınırları içinde görülecek olan haberci gezegen , 14 Aralık  günü   En Büyük Batı Uzanım : EBBU  (Güneş’in batısında açısal olarak en uzak )  konumunda (21 derece) olacak,  15 Aralık  günü AKREP  takımyıldızına geçecektir. Aralık ayında başlayan Batıya doğru olan Geri Hareket’i   EBBU konumundan sonraki günlerde   gökyüzündeki hareketi   Doğu yönüne  doğru  (İleri  Hareket ) olacaktır.  20 Aralık  günü YILANCI  takımyıldızına tekrar geçecek olan  gezegenin parlaklığı yaklaşık   – 0.5 kadir  olacaktır.  Bu ay  içinde,  sabah,  Güneş doğmadan az önce doğacak, kısa süre  Güney Doğu yönünde ufkumuza  yakın bir  konumda gözlenebilecektir.

VENÜS :  

Güzellik Tanrıçası  VENÜS, Aralık  ayının ilk günlerinde  BAŞAK takımyıldızında, ayın 13 ünde ise TERAZİ bulunacaktır. Ayın ilk günü Güneş’in batısında 36 derece, ayın son gününde ise 45 derece  açısal uzaklıkta bulunacaktır. Hem VENÜS  hem de Güneş gökyüzünde doğuya doğru hareket etmektedir. Güneş’in açısal olarak daha hızlı yer değiştirmesi nedeniyle Aralık ayı içinde ilerleyen günlerde bu açı artmaktadır.   Bu durumun sonucu olarak ayın ilk günlerinde Güneş’ten  2 saat önce  Güney-Doğu ufkunda gözlenebilecek olan gezegen, ayın son günlerinde  Güneş’ten  3 – 3,5 saat önce doğacak ve günbatımına kadar “Sabah Yıldızı”  tanımlamasına uygun bir şekilde yaklaşık   -4.5 kadir parlaklığı ile  doğu gökyüzünde AY’dan sonra en parlak gökcismi olarak gözlenebilecektir.

MARS :  

Aralık ayının   ilk günü KOVA takımyıldızında Güneş’in doğusunda  yaklaşık 88 derece açısal uzakta bulunacak olan “Kızıl Gezegen”    Güneş  battığında   Güneydoğu-Güney ufkumuzda görülmeye devam edecektir. Gece yarısına kadar rahatça gözlenebilecektir.  Ay sonuna kadar  Güneş’e olan açısal uzaklığı  78 dereceye kadar azalacak ancak  gözlem durumu  çok fazla değişmeyecektir. Her geçen gün Güneş battığında Öğlen Çemberine daha yakın görünmeye başlayacak ve  gece yarısı biraz daha erken batacaktır.  Parlaklığı 0 kadir civarında olacaktır.   21 Aralık  günü  BALIKLAR  takımyıldızı  sınırları içine geçecek ve ay sonuna kadar bu takımyıldızda yolalacaktır.

 

JÜPİTER : 

Aralık ayı süresince Güneş’in  batısında bulunacaktır. Ayın ilk günü açısal olarak Güneş’e  yaklaşık 3 derece uzaklıkta iken, AKREP takımyıldızı içersinde görülecek,  Güneş’in doğuya doğru daha hızlı yerdeğiştirmesi nedeniyle  bu açısal uzaklık artacak ve ayın son günü  26 derece olacaktır.  13 Aralık günü YILANCI  takımyıldızı sınırları içine geçecektir.  Ayın ilk günlerinde gözlenemeyecek olan dev-gaz gezegen,  ayın son günlerine doğru Güneş doğmadan yaklaşık 1,5 saat önce doğacak ve  Güney-Doğu ufkumuzda hava aydınlana kadar  gözlenebilecektir. Parlaklığı ise yaklaşık  -1.5 kadir civarında olacaktır.

SATÜRN :

ARALIK   ayı   içinde  de   YAY  takımyıldızındaki  konumu fazla değişmeyecek olan  ve  “Halkaların Efendisi” de denilen bu güzel görünümlü dev gaz gezegen,  ayın ilk günlerinde Güneş’in Doğu tarafında ve 27 derece açısal uzaklıkta olacaktır. Bu tarihlerde, Güneş battığında Güney-Batı  yönümüzde, ufka yakın bir konumdan batıncaya kadar yaklaşık 1 saat gözenebilecektir.  İlerleyen günlerde açısal olarak Güneş’e daha da yaklaşacak olan SATÜRN,  daha erken batacaktır. Ayın ikinci yarısında ise gözlenemeyecek konuma gelecek olan  gezegen  Yeni Yılın ilk günlerinde Güneş ile KAVUŞUM (YER-Güneş-Gezegen  dizilimi) konumuna gelmiş olacaktır.


ARALIK  ayı içinde  gökyüzümüzüşenlendirecek ilginç birkonuk var.

Konuğumuz bir kuyrukluyıldız:  46P VİRTANEN 

Aslında yıl içinde birçok kuyrukluyıldız Güneş etrafından dolanır geçer. Ancak görünür parlaklıkları çok azdır.  Gözlenmesi için büyük teleskoplar gerektirir.  Ancak bu kez gelen konuk farklı.  Çıplak göz ile bile farkedilebilecek bir görünümde olacak.

46 P Virtanen15 Ocak 1948 tarihinde Lick Gözlemevinde Carl Alvar Virtanen tarafından ilk kez belirlenmiş. İlk başlarda Güneş etrafındaki yörüngesini dolanma dönemi 6.7 yıl olarak belirlenmiş,  yörüngesinde dolanırken dev-gaz gezegen JUPITER’in çekim etkisi ile  yörüngesinde değişim olmuş ve bugün bildiğimiz değere (  P = 5.5 yıl ) azalmış.  Çekirdeğin dönmesi de belirlenmiş. 6 – 7.5 saat aralığında bir sürede dönme yapıyor.

Yörüngesinin TUTULUM düzlemi ile yaptığı açı  11.7 derece olarak hesaplanmış..

Virtanen‘in yörüngesi  çok iyi bilinmekte. 12 Aralık günü yörüngesinin Günberi(Güneş’e en yakın) noktasından geçecektir.  16 Aralık gününde  ise YER’e en yakın konumunda,  11.6 milyon km uzaklıkta   ve en parlak durumunda olacaktır.

Kuyrukluyıldızın yörüngesinin hesaplanabilir kararlılığı sayesinde parlaklık tahminleri de yapılmış.  Yer’e en yakın olduğu günlerde görünür parlaklığının  3 kadir olacagı tahmin ediliyor.  Çıplak göz ile kolayca görülebilecek bir parlaklık değeri bu.  Ancak ; kuyrukluyıldızlar için  verilen parlaklık değerleri yıldızlar için verilenlerden farklı olur.  Kuyrukluyıldızların çekirdeğin etrafında oluşan  SAÇ-KOMA  bölgesinin toplam parlaklığı olarak verilir bu değerler.  Bu  durumda onu kadir parlaklığında bir yıldız gibi göremeyiz.  Dikkatli bakışlarla, ancak  merkezinde ince ve görece parlak  bir noktanın olduğu yaygın bir bulut gibi görülebilir . Parlaklıklar bu yaygın görünümün toplam parlaklığı olarak verilir.  Gökparlaklığı varsa, hava biraz tozlu kirli ise, pus varsa  vb.. görmek olanaksız hale gelecektir.

Virtanen için de durum ne yazık ki böyledir.  En yakın ve en parlak olduğu tarihte ilkdördün evresindeki AY  görülmesini zorlaştıracak ve hatta engelleyecektir. Gece yarısından sonra AY’ın batacak olması  gözlemi kolaylaştırır.  Boğa takımyıldızı içinde Aldebaran  ile Ülker Kümesi (Pleiades)  arasında, Ülker kümesine daha yakın bir konumda olacak ve  birkaç saat  Batı ufkunda gözlenebilecektir.

Prof.Dr. Ethem Derman,  Antalya Saklıkent’te   TUGun (TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi  nin)  hemen dibinde bir gözlem  şenliği yapacak. (https://www.facebook.com/events/569749633460072/ )  Usta  astrofotoğrafçılar ile birlikte Virtanen kuyrukluyıldızının gözlemi de yapılacak,  bilginiz olsun.

 

Çıplak göz ile  zor görülecek olmasına karşın bir dürbün ya da küçük bir teleskop ile çok güzel gözlem hedefi olacaktır.  Astrofotoğrafçılar  heyecanla bekliyor bu görsel şöleni…  Benden söylemesi..  🙂

 GÖKTAŞI YAĞMURLARI :

Aralık ayı içersinde  iki ayrı göktaşı yağmuru gerçekleşiyor.   Göktaşı Yağmurları  sırasında  bilinmesi gereken bir durum söz konusudur ; belirtilen tarihler, gözlenmesi olası göktaşı sayısının en fazla-maksimum olduğu günlerdir. Bu tarihlerden yaklaşık 1-2 hafta önce ve sonra da göktaşı kaymaları gözlenir. Ancak sayıları az olur ve  verilen tarihler yaklaştıkça sayılar artar, en fazla sayı verilen tarihlerde olur.

İKİZLER   (GEMİNİD)   GÖKTAŞI  YAĞMURU   13/14 Aralık 

İKİZLER  Göktaşı Yağmuru,  diğer göktaşı yağmurlarında olduğu gibi bir kuyrukluyıldızın kalıntılarının neden olduğu bir olay değil.   “3200 Phaethon”  adı verilmiş olan ve Güneş etrafındaki yörüngesinin dönemi 524 gün  olan bir asteroid neden oluyor bu yağmura.

Yapılan tahminlere göre bir saat içinde  yaklaşık 100 göktaşı kayması gözlenebilecek. Aslında bir hafta öncesi ve sonrasında da daha az sayıda göktaşı kayması gözlenir, ancak  bu sayının en fazla olduğu gece 13-14 Aralık gecesidir.

Toz, taş parçalarının atmosfere giriş hızları  yaklaşık saniyede 30-70 km.  Bildiğimiz gibi, taş parçalarının maddesel olarak “yanma” larının yanısıra, izledikleri yoldaki gazları-havayı ısıtırlar ve  bu nedenle  ışıklı ize  katkı oluşur.

Göktaşı kaymaları,  İkizler takımyıldızının en parlak iki yıldızı olan Castor ve Pollux’un bulunduğu bölgeden geliyormuş gibi görünecekler. İkizler takımyıldızı gece yarısına doğru tamamen doğmuş olacak. Gece yarısına doğru doğu ufkunuza bakmanız yetecek. Sabaha kadar ikizler takımyıldızını izlemeyi sürdürmek gerekir.

Aralık ayı, kış ortası.. Göktaşı yağmuru için, uygun giysi, güvenli ve karanlık bir gözlem alanı bulun ve olanağınız varsa  uzanıp çıplak gözle gökyüzüne, Castor ve Pollux ‘un bulunduğu bölgeye bakmayı unutmayın. Ay,  Yeniay evresini geçmiş, ilkdördün evresi öncesi,  gece yarısı olmadan batacak, gök parlaklığına olan etkisi az olacak demektir. Öyleyse  bizi yılın en gösterişli göktaşı yağmuru,  keyifli görsel bir şölen bekliyor  demektir..

URSID ( AYI )  GÖKTAŞI YAĞMURU      23/24 ARALIK

Yılın son göktaşı yağmuru. Küçük Ayı bölgesinde gözlenecek çoğunlukla, kutup yıldızının nasıl bulduğumuzu hatırlayalım, oraya bakacağız demektir Bu yağmur da  8P/Tuttle ( Mechain-Tuttle’s Comet)  kuyrukluyıldızının yörüngesinde bıraktığı kalıntılar nedeniyle oluşuyor.  Sayıca çok az olacak. İkizler Göktaşı Yağmuru sonrası  önemsiz kalıyor.

Gökyüzünüz açık olsun..  İyi gözlemler..

2018 geride kalacak ;   acısıyla, güzeliyle, iyisi ve kötüsü ile çok farklı koşullarda  geçirdiğimiz bir yıl daha sona eriyor. Dileğim,  2019 ve gelecek yıllar beklentilerimize uygun, daha iyi, insanlık, sevgi ve barış dolu olsun.  Önceki yıl ve geçen yıl sonunda da aynı dileklerde bulunmuştum. Olsun,  düşlediğimiz gibi olmasa da umut her zaman olmalı…

SAĞLIKLI, MUTLU ve düşlediğiniz gibi  YENİ YILLAR  olsun.

 

ARALIK Ayı içinde  gün gün gökolayları  :

ÇYG  :  Açısal olarak Çok Yakın Görünümde

 YG   :  Açısal olarak Yakın Görünümde

 

03/04 Aralık   AY, VENÜS  ile ÇYG

05/05 Aralık   AY, MERKÜR  ile ÇYG

06/07 Aralık   AY, JÜPİTER  ile ÇYG

07  Aralık        AY,   Yeniay    evresinde

08/09 Aralık   AY,    SATÜRN  ile   ÇYG

12  Aralık  :     AY,   Enöte  ( YER’e en  uzak )   konumunda  :   405 177 km

13-14 Aralık    İKİZLER – GEMINID  Göktaşı  Yağmuru (saatte yaklaşık 120 adet)

14 Aralık         MERKÜR  En Büyük Doğu Uzanım’da ( EBDU = 21 derece )

14/15 Aralık   AY, MARS  ile ÇYG

15  Aralık        AY,  İlkdördün    evresinde

21 Aralık         KIŞ GÜNDÖNÜMÜ  ( Kuzey enlemlerde : En Kısa Gündüz-  En Uzun Gece)

21/22 Aralık   AY, Aldebaran (  BOĞA takımyıldızının en parlak görünen  yıldızı )  ile YG

22  Aralık        AY,   Dolunay   evresinde

24  Aralık        AY, Enberi ( YER’e en yakın )   konumunda  :   361 061 km

26 Aralık         AY, Regulus  ( ASLAN takımyıldızının en parlak görünen  yıldızı )  ile YG

29  Aralık        AY, Sondördün  evresinde

23-24 Aralık    AYI – URSİD Göktaşı Yağmuru (saatte yaklaşık 10 adet)

Gökyüzünüz açık olsun, iyi gözlemler…

 

 Biraz ek BİLGİ :

 Gezegenlerin  Güneş Sistemi  içindeki konumları, uzaklıkları, görünümleri  gibi bir çok özelliği, tarih değiştirerek görebileceğiniz bazı web sayfalarının adresleri  aşağıda.  İstediğiniz tarihteki konumlarını, Dünyamıza  ya da Güneş’e uzaklıklarını görebileceğiniz birkaç örnek.  Buna benzer örnekleri  sizler  de  internette bulabilirsiniz.

http://www.astronoo.com/en/articles/positions-of-the-planets.html

https://in-the-sky.org/solarsystem.php

https://www.timeanddate.com/astronomy/planets/distance

Ay ve Yer ikilisinin hareketleri ile ilgili çok güzel videoları NASA sayfalarında izleyebilirsiniz.

https://svs.gsfc.nasa.gov/4537

Eğitim ile ilgili bilgiler de var NASA sayfalarında..

https://www.nasa.gov/audience/foreducators/index.html

Başka bilgiler de istiyorsanız, üstelik Türkçe  ;

http://www.astrookul.com

http://www.astronomidiyari.com

http://www.serdarevren.com

http://www.ethemderman.com

Dünya Dönüyorsa Sıçradığımızda Neden Aynı Yere Düşüyoruz?

Bu banal konuyu işleyeceğim ama sanırım bir çok kişinin işine yarayacak. Biz öğretmen toplantılarında boşlukları doldurmak amacıyla bazen Şahan Gökbakar’ın bir videosunu oynatırız (altta). O video üzerine hiç bir öğretmenimiz bir soru sormaz, gülerler ama sanki bir şeyler diyecek gibi olurlar. Son zamanlarda düz dünyacılar denilen bir grup türedi, onların da iddiası aynı. Sanki 400 yıl geriye gittik.

Şimdi basit bir hesap yapalım, Dünya’nın ekvator çevresi 40.000 km. Bu yolu dünyamız yaklaşık 24 saatte alıyor. Yolu zamana böldüğümüzde hızı elde ederiz, çıkan sayı yaklaşık 1667 km/saat. Ekvatorda düşük enlemlere gittiğimizde yol küçüleceği için hız da doğal olarak düşecektir. Örneğin ülkemiz 40 derece enleminde, burada hız ne kadar diye düşünürsek ekvatorda çıkan rakamı (Cos 40) ile çarpmamız gerek. Bulunacak sayı 1277 km/saat. Eğer bunu saniyede kaç metre diye bulmak istersek, çok basit bir saatte 3600 saniye olduğuna göre ve km’yi de metreye çevirirsek, sonuç 1.277.000 / 3600 = 355 m/saniye.

Şahan ben zıpladığımda neden aynı yere düşüyorum, bir saniye havada kaldığımı düşünürseniz 355 m batıda bir yere düşmem gerekmez mi diyor. Bir başka deyiş de helikopter yükseliyor bir kentin üstünde 2 saat duruyor ama yine kentte bir meydana iniyor, neden diye soruyorlar. İşte o zaman dünya dönmüyor demek ki!!!

Tüm bu soruların yanıtı çok basit, atmosferimiz de Dünya ile beraber döner. Katı bir cismi sıvı içinde hareket ettirirseniz sıvının da harekete eşlik ettiğini görürsünüz. Aslında verilen tüm örnekler de bunu gösteriyor, örneğin bir dilek feneri rüzgarsız havada bırakırsanız, yükselir ve içinde alevi bittiğinde aynı yere düşer, rüzgar varsa doğal olarak sürüklenir.

Rüzgâr dedim de bu konu ile ilgili bir de Dünya rüzgârlarından söz edelim. Ekvator bölgelerinde dönme hızı yüksek olduğu için hava geriye doğru sürüklenir, yani otomatik olarak batıya doğru rüzgarlar eser, buna Alize rüzgârları denir. İşte bu nedenle kuzey Şilinin batı kıyılarında bulunan Atacama çölüne bir damla yağmur düşmez çünkü bulutlar sürekli olarak batıya sürüklenir, gökbilimciler de bundan yararlanırlar.

30 derece enlemlerden sonra ise hava dünyanın dönmesiyle ivmelenir ve doğuya doğru bir rüzgâr oluşturur, buna da batı rüzgarları denir. Her iki rüzgârın kesiştiği okyanuslarda da siklonlar (kasırgalar) ve antisiklonlar oluşur. ABD’nin doğu kıyılarında bu sene bol miktarda meydana gelen kasırgaları hatırlayın.

Düz dünyacının biri bana ABD’den kalkıp İstanbul’a gelen uçağın neden İzlanda üzerinden geçerek geldiğini sormuştu. bende git bunu pilotlara sor demiştim, nereden bileyim. Rüzgar haritasına baktığımızda bunun nedeni anlaşılıyor ama o tür inanmış kişileri inançlarından vazgeçiremezsiniz.

Sonuç yerden baktığımızda havanın bizimle hareket ettiğini göremezsiniz çünkü havada sabit duran bir referans noktanız yoktur. O nedenle saçma sapan teoriler kurulabilir ama yukarıda değindiğimiz deneylerin hepsinin Dünyamızın üstündeki hava ile hareket ettiğini gösterir.

Sevgilerimle…