Bugünlerde TV haberlerindeki diyaloğa benzedi, kusura bakmayın. Çok öncelerden bu yana amatör astronomlar Ay’ı gözlerken ışık yandığını veya duman tüttüğünü görmüşlerdir. Bunlar göz yanılması olabilir mi diye düşünebilirsiniz ama gözlenen olay çok sayıda, bir diğer neden de amatör astronomlar bilimsel çalışır. Bu nedenle onların gördüklerinden eminiz.
Avrupa Uzay Ajansı ESA, NELIOTA (NEO Lunar Impacts and Optical TrAnsients)adlı bir projeyi çok önceleri başlatmıştı. NEO (Near Earth Objects) yani dünyamıza yakın geçen cisimler demektir. Proje adının geriside Ay’a Çarpanlar ve optik geçici olaylar demektir. Yani ESA, NEOLIOTA projesi ile Ay’a çarpan cisimleri saptamak istiyordu. Projeye katılan ülkelere ESA bütçe veriyor. Projede olan teleskopların çapları 50cm veya daha küçüktü.
Şubat 2017 tarihinde Yunanistan Ulusal Gözlemevi de projeye dahil oldu. İlk kez 120 cm çaplı teleskop ile gözlem yapılıyordu ve ilginç veriler elde ediliyordu. Bunun üzerine Yunanlıların bu teleskobunun Ocak 2021 yılına kadar proje içinde kalması kararlaştırıldı. Doğal olarak ESA karşılığında bir ücret ödüyordu.
Bir göktaşı Ay’a çarptığında ortaya bir parlama çıkıyor. Bu parlamanın şiddeti Ay’dan yansıyan güneş ışığında çok daha sönük. O nedenle Ay’ın bize bakan karanlık yüzeyini gözlemek gerekiyordu. Bu nedenle ancak sondördün ile ilkdördün evre aralığında gözlem yapılıyor, ilkdördün ile sondördün arasında gözlem yapılmıyor çünkü o aralıkta Ay’ın parlak yüzeyi daha fazla.
Meydana çıkan parlama saniyenin %1’inde ortaya çıkıyor ve hemen yok oluyor. Bu nedenle çok sık fotoğraf çekebilen kamera gerekiyor. Fotoğraftaki GIF görüntüde ardışık görüntüler arasında 0.033 saniye fark var, demek ki kamera bir saniyede yaklaşık 30 kare çekiyor. Bu tür gözlemlerin yapılması teknolojinin ilerlemesine bağlı.
90 saatlik gözlem sonunda 55 çarpma gözlendi. Bu veriden hareketle bilimciler tüm Ay yüzeyinde saatte 8 çarpma meydana geldiğini ortaya koydular. NEOLIOTA projesinde fotometrik filtrelerle gözlem yaparak çarpma sonucunda çıkan parlamanın sıcaklığını da saptama olanağı olacak. Bu sıcaklığın 1300 ile 2800 C derece arasında olduğu biliniyor.
Kıssadan hisse. Nefes aldığınıza şükredin, iyi ki atmosferimiz var. Dünyamıza saatte 8’den fazla çarpma var ama bunların çoğu atmosferimizin üst katmanlarında yanıp yok oluyor, bazıları yere kadar ulaşıyor. Bunun sonucunda dünyamızın kütlesi her yıl 40 tondan fazla kütle kazanıyor. Bu konuyu daha önce yazmıştım bu kadar kütle kazanmasına karşın yine de zayıflıyor diye.
İkinci kıssadan hisse ise bu kameranın benzeri veya aynısı bizim TÜBİTAK Ulusal Gözlemevinde de var. Beyaz cüce bileşenli örten çift yıldızların ışık eğrilerini saptamak için alınmıştı. O kamerayı bir metrelik teleskoba bağlasak benzer gözlemleri yapabiliriz. Benim gibi yaşlı olmayan genç bir gökbilimci proje vererek gözlem yapabilir ve ESA’nın NELIOTA projesine girerek yeni kameraların alınmasını sağlayabilir.
Sevgilerimle…