Bir insan kendi hakkında nasıl yazar diye uzun uzun düşündükten sonra 1947 yılında (her ne kadar annem 1946 dese de) doğmuşum. İlkokula başlayabilmek için çok sıkıntı çektim çünkü ben doğdukatan iki yıl sonra babam Kayser’ye gitmiş ve nüfus kağıdımı almış. 7 yaşıma geldiğim halde okula başlayamadım. Her neyse iil dört yılı Dumlupınar, son yılı da Türkocağı ilkokulunda okudum. Derslerim hep pekiyi idi. Ortaokula başladım, zayıflar gelmeye başladı ve sonunda orta 3’de sınıfta kaldım ve bir sene okuldan uzakta kaldım. O yıl babamın işçi olarak çalıştığı lokantada bulaşık yıkadım ama yine bir türlü akıllanmadım.
Lise yıllarımda zayıflar yine devam etti ama sonunda bütünlemeye girerek geçiyordum. Lise birinci sınıfta iken sınıf mümessiliydim, müzik öğretmenimi derse girdiği anda kurşunladılar, ondan çıkan iki kurşun da belimi iki yandan sıyırdı, ilk kez ölüm korkusu yaşamıştım. Lise ikinci sınıfta hem sınıf hem de okul mümesiliydim ama yaramazlığım devam ediyordu. Her yıl 4-5 tane 3 veya 7 günlük okuldan uzaklaştırma (tart) cezası alırdım. O yıl toplam 13 dersin 11’i birinci karnede zayıf geldi, iki dersin notu 6’ydı, cebir ve geometri. Bir gün geldi liseyi bitirdim.
Üniversite giriş sınavına İstanbul’da girdim, Ankara’da okumak istemiyordum. Matematiğimin iyi olduğunu sanarak İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümüne 14. yedek listeden zorla girdim. Üniversitede ikinci dönem başlamıştı. İlk girdiğim derste başıma gelen bir olaydan dolayı 4 yılda sadece bir ders verebildim çünkü kahvede briç, okey, poker nasıl oynanır eğitimi alıyordum. Beşinci yılda kafamı duvara vurdum ve ders çalışmaya başladım çnkü yan dalımı fizikten astronomiye çevirmiştim ve astronomi dersleri çok hoşuma gidiyordu. Sonraki iki yılda mezun olmayı becerdim.
Aynı yıl bölümde yüksek lisansa başladım. Pallas adlı küçük gezegeni uzun süre gözledim ve gözlenen üç noktadan nasıl yörünge tayini yapılır adlı tezimi bir yılda tamamladım. Doktoraya kayıt oldum ama üç sene bana bir konu verilmedi. Sonunda bölüm başkanımın bulduğu İtalyan hükümetinin bir bursu ile İtalya’da Trieste kentinde bulunan İleri Fizik Okulunda (Advanced School of Physics) çeşitli dersler alarak Alfa Andromeda yıldızının tayfsal analizi adlı tezimi bitirdim. YÖK kabul etmedi, aynı tez ile İstanbul’da doktora sınavına girdim.
İstanbul’a döndüğümde kadro yoktu o nedenle Ankara Üniversitesinde asistan olarak 1981 yılında işe başladım. Daha sonra 1995 yılında Profesör ünvanını aldım. Ankara Üniversitesinde 30 yıl çalıştıktan sonra 2012 yılında emekli oldum. Devlete 40 yıl hizmetim vardı ama 30 yıllık emekli ikramiyesi verdiler, onunla bir ev bile alınmazdı, sağ olsun eşimin evinde oturuyorum. Evliymişim ve bir oğlum var onun adı da İbrahim Etem Derman.