Ay’ın ve Güneş’in Çekim Etkileri: Gel-Git

Deniz kenarlarında yaşanlar görmüşlerdir; deniz seviyesi, günlük ve haftalık olarak zaman zaman yükselir ve alçalır. Boğazlarda veya körfezlerde deniz ulaşımını yapan vapurlara uzatılan ahşap köprüler, iskeleye veya vapura göre bazen yukarıda bazen de aşağıda kalır. Aslında bir gök ve/veya doğa olayı sonucu oluşan deniz seviyelerindeki bu değişime gel-git denir. Gel-gitler sonucu su seviyesindeki değişim, dünya üzerinde bazı yerlerde15-16 metreye kadar çıkabilir.

12669630_1743531285870048_612780116782192420_n 12687862_1743531249203385_4103681880381129635_n

Bunun nedeni, başta Ay’ın ve Güneş’in dünya üzerindeki çekim kuvvetlerindeki değişimdir. Ama bir onun kadar da bölgenin, yüzey ve meteorolojik koşullarına olan bağlılıktır. Deniz tabanının kıyıya uzanan kısmının eğimi, kıyıların uzunluğu ve kumsalın şekli önemli unsurlardır. Okyanus akıntıları ve bölgesel rüzgarlar da gel-gitin yüksekliğini etkiler.

Hesaplandığında gel-git üzerindeki en büyük etki Ay’ın çekim kuvvetinden kaynaklanır. Bazı yerlerde gün içinde iki defa bile gel-git etkisi rahatlıkla hissedilebilir. Ay’ın yeniay ve dolunay evrelerinde, yani Ay, Yer ve Güneş’in aynı hizaya gelme durumlarında, su seviyesi en yükseğe çıkar; Ay’ın ilkdördün ve sondördün gibi evrelerinde (yani Ay, Yer ve Güneş’in konumları arasında 90 derece olduğunda) su seviyesi en aza iner.

12592327_1743531259203384_3549275918164789091_n 12642531_1743531252536718_8482333895342740146_n

Ay, dünya etrafındaki eliptik yörüngesinde dolanırken bazen dünyaya en yakın ve en uzak noktalarda bulunur. Eğer en yakın noktaya geldiğinde, yeniay veya dolunay evresi oluşuyorsa, çekim kuvvetinin daha fazla etkilemesinden dolayı, o zaman sular ekstradan daha da yükseğe çıkar.

Bu doğa olayının dünya üzerinde fazla görüldüğü bölgelerde su hareketleri enerji üretiminde kullanılmaktdır.

MERSİN GÖKBİLİM EĞİTİMİ VE BİLİM KAMPI

20-26 Ekim 2014 tarihleri arasında Mersin Üniversitesinde “Gökbilim Eğitimi ve Bilim Kampı” adıyla TÜBİTAK destekli bir program gerçekleştirilmiştir. Devamını oku

Pluto Dağlarında Bir Müslüman Adı

 el-idrisiHemen böyle bir adın ne işi var oralarda demeyin, ben dedim de 10 saattir okuyorum bu kişi hakkında bilgi topluyorum. Artık yeter dedim ve yazmaya karar verdim. Pluto’nun yüzey şekillerini öğrenmeye çalışıyordu, dağlar yüzüyordu orada, bir de baktım bir dağın adı El-İdrisi. Kimmiş bu ismin sahibi neden bu dağa verilmiş deyince başlıyorsunuz internet denilen kütüphaneyi karıştırmaya.
Fas’ın kuzeyinde Cebeli Tarık boğazına yakın Septe kentinde 1100 yılında doğmuş. Kendisi arap değil berberi. Aile zengin olduğu için küçük yaşta başlamış kuzey Afrika, Mısır, İspanya, İtalya, İngiltere, gezmediği yer kalmamış. Hatta 16 yaşında Anadoluya gelmiş.

Pluto yüzeyinde bir dağın adı el-İdrisi.

Kendisi iyi bir coğrafyacı ama çeşitli konularla da uğraşmış, örneğin fizik, sosyoloji tıbbi bitkiler üzerine kitaplar yazmış. Daha sonra Sicilya Kralı II. Roger kendisini Palermo’ya davet etmiş. O sırada meşhur Emevi devleti yıklmış ve Afraka ile İspanya’da bulunan hanedanlar halifelik peşinde sürekli ortam karışık olduğu için El_idrisi davet kabul ediyor. Müslüman dünyasında bu durum bugün dahi devam ettiğini görüyoruz.
Sicilya hükümdarı II. Roger, bilim insanlarını sarayda toplayan ve onlardan yararlanan bir kişiliğe sahip. Arapça kitapları latinceye çevirttiyor, kendisi arapça öğrenmek için çabalıyor ve yahudilerle müslümanlara çok sıcak yaklaşan bir yapıda. Onun zamanınsa Sicilya bir anlamda rönesans yaşıyor.
Bir Norman olan kral, kuvvetli bir deniz kuvveti var, o zamanlar Antakya’ya kadar gelmişler. Gemilerinde kaptanlarının kullanacağı bir haritaya ihtiyacı var. El-İdrisi’den bunu istiyor. 1138 yılında El-İdrisi çalışmaya başlıyor, sadece kendi bilgilerini değil, çevresine topladığı diğer bilgili kişilerden ve o yıla kadar var olan tüm haritalardan da yararlanarak 15 sene çalışıyor ve 1154 yılında kral ölmeden 2-3 hafta önce eserini bitiriyor.

El-İdrisi’nin hazırladığı dünya haritasını ters çevrilmiş bir şekilde görüyorsunuz.

Bu eserin çok adı var; Tabula Rogeriana, İbn el-Kitap, Kitabü’r-Rücari, the Book of Roger gibi. Kral bu haritayı gümüş bir kürenin üzerine işletirken ölüyor. Dolayısıyla harita sadece kitaptaki hali ile kalıyor. Bu harita güney yönü üstte kalacak şekilde çizilmiş ama Wiki’de ters çevrilmiş buldum, Üstteki şekilde görülüyor.
Ben o haritayı güney yönü üstte olacak şekilde ters çevirdim, sadece ülkemizi gösterecek kısmını kestim ve size aşağıda veriyorum. Çünkü başka türlü harita üstündeki kent ve bölgelerin isimleri okunmuyordu. O yıllarda Anadolu’da hangi kentlerin var olduğunu göstermesi açısından bana ilginç geldi.

Güney yönü yukarıda olacak şekilde Türkiye haritası

Bu harita El-İdirisi’den sonra 300 yıl daha kullanılmıştır. Kristof Kolomb’un dahi bu haritayı kullandığı kendi haritasına düştüğü notlardan anlaşılmış.Aynı yıllarda yaşayan Piri Reis’in haritaları işte daha önce yapılan bu haritalardaki bilgileri toplamasından kaynaklandığını bana gösteriyor.
Bu kadar bilimsel bilgiden sonra gelelim işin biraz da eğlencesine. İngiltere’de yaşayan Pakistanlı müslüman bir yazar olan Tarıq Ali teürkçeye de çevrilen bir roman yazıyor, adı “A Sultan in Palermo”. Bu roman sadece El-İdrisi ve Kral II. Roger üzerine kurulu. İçinden geçen olaylar gerçek mi, düzmece mi bilinmiyor. Yazılanları destekleyen ikinci bir kaynak aradım ama bulamadım.

Dilimize de çevirisi yapılan o meşhur romanın kitap kapaklarını görüyorsunuz.

Romandaki El-İdrisi kadınlara ve zevke çok düşkün olduğunu şöyle açıklıyor; “Bilmek ve sevişmek, her zaman dua etmekten ve cahil kalmaktan yeğdir.” Siracusa emirinin eşinden bir çocuğu, bir saray cariyesinden iki çocuğu, kendi eşinden dört çocuğu var. Hatta kralın kendisine çok yakın davranmasının nedeni olarak kralın kızı Elinore’nin babasının El-İdrisi olduğu şüphesi var.
Kıssadan hisse derlerdi eskiler, ben de kendime göre kısaca bir özet yapayım. Eskiden çevresine bilim insanlarını toplayan krallar varmış, ne güzel bir davranış, onlardan yararlanmak. O zamanların müslümanlık kavramında bilmek ve sevişmek, dua etmek ve cahil kalmaktan daha iyidir diye bir söz varmış. Sevgilerimle…

Denizli Yıldızlardan Yıldızsılara (TÜBİTAK-4005)

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Nalân Kaynak Anadolu Lisesi bünyesinde Havva Han ŞİMŞEK (Fizik), Tahsin DEMİRCİLER (Fizik) ve Başak TURHAN (Matematik) tarafından hazırlanıp TÜBİTAK’a sunulan ve desteklenen “4005 – Bilim ve Toplum Yenilikçi Eğitim Uygulamaları” projeleri kapsamında “Yıldızlardan Yıldızsılara” projesi 21 Temmuz 2015 tarihinde Denizli Akköy Sema Abdurrahman Karamanlıoğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Otelinde uygulanmıştır. Program 27 Temmuz 2015 tarihinde sertifika töreniyle sona ermiştir. Devamını oku