Güneş Fırtınaları Jüpiter’in Aurorasını Şiddetlendiriyor

Güneş’ten çıkıp gezegenler arası ortama yayılan güçlü manyetik fırtınalar, karşılaştıkları gezegenlerin atmosferlerinde aurora veya kutup ışımaları dediğimiz renkli ışık hareketlerine neden olur. Bu ışıklı atmosferik hareketler, dünyamızda ve Jüpiter’deki gibi daha ziyade gezegenlerin kutup bölgelerinde görülür.Güneş’ten çıkan bu kozmik parçacıkların oluşturduğu akım “güneş rüzgarı” olarak adlandırılır ve güneş aktivitesininin şiddetine bağlı olarak zaman zaman artarak fırtına haline dönüşür. Böyle bir zamanda yapılan gözlemler sayesinde, Jüpiter’in atmosferine kadar ulaşan bu parçacıkların Jüpiter’in manyetosferini sıkıştırdığı ve kutup bölgelerinin normalinden yaklaşık 8 kat daha parlak aurora görünmesine neden olduğu bulunmuştur.

Güneş lekeleri gibi Güneş’in yüzeyinde görülen manyetik kökenli yapılar aslında Güneş’in fotosfer, kromosfer ve korona gibi tüm atmosfer katmanlarında değişik biçimlerde kendini gösterir ve etkisini sürdürür. Güneş fırtına12794605_1763959703827206_6590633883253584862_nları, koronadan dışarı doğru atılan şiddetli koronal madde atımı sırasında oluşur ve hızla gezegenler arası ortamda yayılır.

Kutup ışımaları yer atmosferinde de görülür. Kuzey ve güney kutup bölgelerine yakın yerleşim yerlerinde yaşayanlar, gece gökyüzünde renkli bir ışık dansı görürler. Bu atmosferik olayın yüksek enlemlerde görülmesinin nedeni, kozmik parçacıkların gezegenimizin manyetik alan çizgilerini takip edip manyetik kutuplardan içeri girdiği bölgelerdeki atmosferik gazlarla etkileşmesinden dolayıdır. Yüksek enerjili kozmik parçacıklar, gaz atomlarındaki elektronları uyartarak ışık salmalarına neden olur. Farklı atomların farklı uyartılma dereceleri renklenmeyi doğurur. Rüzgar gibi hava hareketleri sayesinde yayılan ışık da dans ediyormuş gibi gökyüzünde seyre değer görüntüler bırakır.

 

Ay’ın Dönme Ekseni Eğimi Değişiyor

12801270_1763531603870016_7459644847117157322_nAy’ın kutupları üzerinde bulunan buz kütlelerinin ve hidrojen yoğunluğunun incelenmesi sonucunda Ay’ın dönme ekseni eğiminin yıllar içinde değiştiği saptandı. Değişimin miktarı yaklaşık 5-6 derece kadar olarak belirlendi.

Ay’ın kabuk altnature17166-f2ındaki manto bölgesinde bulunan ısı değişimi ve düşük yoğunluklu, ılık katmanların hareketi Ay’ın hem dönmesini hem de eksen eğikliğini değiştirmektedir. Ekteki görüntülerde Ay’ın kuzey ve güney kutup bölgelerindeki eski ve yeni kutup noktaları aynı grafik içinde gösterilmektedir.

Eksen eğikliğinin değişimi sonucunda dünya üzerinde yaşayan eski insanların Ay’ın şimdiki yüzünden biraz daha farklı bir görüntü gördüklerini söyleyebiliriz. Her ne kadar bu değişim bir bakışta fark edilemeyecek olsa da değişimin varlığı bile Güneş Sistemi içindeki diğer gök cisimlerinde de görülebileceğini düşündürmektedir.

Benzer değişim Ay’ın ve Güneş’in Yer üzerine uyguladıkları çekim kuvveti sonucunda dünyamızın dönme ekseni eğikliğinde de saptanmıştır.

Bu buluş 23 Mart 2016 tarihinde Nature dergisinde yayımlanmıştır.

Çok Büyük Sarmal Gökadalar

SüperSarmal

Süper sarmal gökadalarda üç tanesini burada görüyorsunuz. İki tanesi çift çekirdek gösteriyor. Yıldız oluşumu gökadaların çarpışarak birleşmesi sonucu artıyor.

Gökbilimde sayısını ve türünü düşünemeyeceğiniz ölçüde bir çok katalog vardır. Yani yapılan tüm gözlemlerde elde edilen veriler muhakkak ilgili bir katalogda toplanır. Devamını oku

Canavar Yıldızlar

Tarantula-nebula-central-region-hubble

Büyük Magellan Bulutunda bulunan Tarantula bulutsusunun merkezi bölgesi. Canavar yıldızlardan oluşan R136 kümesi görülüyor.

Başlığa bakıp da yıldızlar nasıl canavar olur diye sormayın lütfen, çok büyük kütleli yıldızlardan söz edeceğim. Fotoğrafta gördüğünüz bölge bizden 170 000 IY uzaklıkta Devamını oku